Cennet 2.sayfa CENNET

Abdullah b.Mesud(r.a.)Allah ilk ve son gelen bütün insanları kıyamet günü toplar(mahşer yerinde).Hayret ve korku içinde gözlerini yere dikerek,kırk yıl durarak haklarında verilecek hükümü beklerler.Daha sonra Allah(c.c.)"Başlarınızı kaldırın"der.Başlarını kaldırınca Allah onları amellerine göre nurlandırır.Kiminin nuru büyük dağ gibi önlerini aydınlatır.Kiminin ki daha küçük,kiminin nuru hurma ağacı gibi kandil halinde eline verilir.Kimininki de daha küçük olur.Küçüle küçüle,son kalanların nuru ayaklarının baş parmağı üzerinde kalır.Bazen yolunu aydınlatır,bir adım atar.Bazen söner,yerinde durur.Cennete giderken her kes nuruna göre yol alır.Kimi göz açıp yumuncaya kadar gider.Kimisi yıldırım gibi gider.Kimi bulutların geçişi gibi yol alır.Bazı kimseler yıldızların akışı gibi yavaş yavaş yol alır.Kimi atın yürüyüşü gibi,kimi de yayaların yürüyüşü gibi gider.Hatta nuru sadece ayaklarının üzerinde olanlar,yüzüstü sürünerek,elleri,bazen de ayakları kayar.Veya bir şeye takılır,gidemezler.Böyle zorlukla giderken yanlarına cehennem ateşi dokunur,nihayet tehlikeyi atlatıp cennete yaklaşınca;"Bizi cehennemden kurtarıp,kimseye vermediği nimetleri bize veren Allah'a hamdolsun"derler.Bu sevinçle cennetin kapısının yanındaki ırmağa ulaşan orada gusleder,yıkanır.O sırada cennet ehlinin kokusu gelir ve rengarenk güzellikler görünür.cennetin kapısının aralandığından cennette olanları görünce:"Rabbim !Beni cennete girdir"der.O'da;"Seni cehennemden kurtardığım yetmez mi?Bir de cenneti istiyorsun?"deyince;"Rabbim ! bari cehennem arasında bir duvar meydana getir de onun çirkin sesini işitmeyeyim"der.O sırada cennete girer,yahut da rüya gibi cennetteki makam ona gösterilir.O zaman;"rabbim o yeri bana ver"der.Allah'da;"Orayı sana verirsem başka şeyler de istersin"deyince;"hayır,izzet ve kudretine yemin ederim ki,ondan başka birşey istemem,oradan güzel bir yer varmı ki isteyeyim"der.Bu isteği de verilir.Oraya yerleştikten sonra susar.Bunun üzerine Allah;"Ne oldu sana neden başka birşey istemiyorsun?"deyince;"Rabbim ! Senden başka bir şey istemeye utanıyorum.Üstelik başka bir şey istememeye yemin ettim"der.O zaman Allah(c.c.):"Dünyayı ilk yarattığım andan kıyamete kadar dünyadaki bütün nimetler kadar ve on misli daha versem istemezmisin?deyince;"Rabbim ! Benimle alay mı ediyorsun?Sen kudret sahibisin,yücesin"der.O zaman Allah ondan razı olduğunu belirterek gülümser.Bunun üzerine Allahu Teala;"Hayır kulum,alay etmiyorum,dediklerimi vermeye kadirim.yeter ki sen iste." "Öyle ise beni cennetteki insanların yanına gönder." "Durma hemen onların olduğu yere git"deyince,koşarak cennete gider.İnsanlara yaklaşınca ona inciden bir saray yükselir.Onu görünce hemen secdeye kapanır.Ona:"Başını kaldır,sana ne oluyor?"denir.O da;"Bana Rabbim göründü"deyince;"hayır rabbin değil,o sana verilen yerlerden biridir"denir.Daha sonra bir kişiye rastlar.Hemen ona secde etmeye hazırlanırken kendisine;"Dur"denir."Senin meleklerden bir melek olduğunu sandım"deyince;"hayır.Ben senin hazinadarlarından biriyim.Muhafızınım ve hizmetçilerinden biriyim.Elimin altında bin tane vekilim var.hepimiz senin hizmetindeyiz"der.Biraz ilerleyince ona sarayın kapısı açılır.orası,tavanları,kapıları,sürgüleri ve anahtarları hep elmastan yapılmışlardır.Karşısında kırmızı yakutla süslenmiş,yeşil zümrütten bir hol görür.Orada yetmiş kapı vardır.her kapı birbirinden güzel,rengarenk taşlardan yapılmış,iç içe odalara açılır.Her odada yataklar,kendisine eş olacak hanımlar,hizmetçi kızlar vardır.Bunlar o kadar güzeldir ki en çirkinleri güzel gözlü,bembeyaz,üzerine yetmiş kat elbise giydikleri halde yine bacak kemiklerinin ilikleri görülür.Eşler bakınca birbirinin ciğerini görürler.Ayna gibi ciğerlerinden de birbirlerini görürler.Yüzünü ondan çevirince güzelliği gözünde yetmiş kat artar.Ona;"yaklaşın"denir.Yaklaşınca da;"sana verilen mülkün büyüklüğü yüz senelik mesafe kadardır.hepsinide görebileceksiniz"denilir.

Abdullah hadisin burasını anlatırken Hz.Ömer(r.a.)"Ey Kab ! Ümmü Abd oğlunun cennet ehlinden en aşağı derecede olana verilenleri anlattığını işitmedin mi?Ya derecesi yüksek olanlara ne verilir ?...dedi.Kab'da;"Onlara gözlerin göremediği,kulakların işitmediği şeyler verilir.Şüphesiz Allah bir saray yarattı.Oraya kadınlardan,meyvelerden ve içeceklerden dilediğini koydu.Sonra orayı kapattı.Onu yarattıklarından hiç kimse göremez.Ne Cibril ne de meleklerden başka birisi dedikten sonra Ka'b şu ayeti okudu:"Hiç kimse,onlar için dünyada yaptıklarının karşılığı olarak saklanmış,memnun edici nimetlerin ne olduğunu bilemez."Ka'b sözüne şöyle devam etti:"Allah o sarayın berisinde iki cennet halk etti.Onları,dilediği gibi süsleyip kullarından dilediğine gösterdi."İşte kitabı illiyinde olanlar hiç kimsenin görmediği o saraya yerleşirler.Şayet onlardan biri kalkar gezinirse,yüzünün nuru cennetteki bütün çadırlara girer.Oradakiler de güzel kokusunu alarak;"Bu ne güzel koku.Bu illiyin ehlinden birisinin kokusudur.Gezinmeye çıkmış herhalde"derler.Hz.Ömer;"Ya Ka'b,gönüller hoşlandı,kalpler genişledi,biraz onları daralt(biraz azaptan bahset)deyince,Ka'b şöyle devam etti:"Kıyamet gününde cehennem öyle bir nefes alır ki Allah'a yakınlık kazanan bütün melekler ve peygamberler,hatta Allah'ın dostu İbrahim(a.s.)"Rabbim beni kurtar,beni kurtar"der.Amelinin üzerine yetmiş peygamberin ameli dahi ilave edilse kurtulayamayacağını sanırsın."(Taberani)

Abdullah oğlu (r.a.)der ki,Peygamberimiz (a.s.)bize;"Size cennetin adalarını anlatayım mı?"dedi,Ben;"Evet,anam babam sana feda olsun,anlat Ya Resulullah(a.s.)"dedim.

"Cennette içinden dışı,dışından içi görülen çeşitli cevahir taşları ile yapılmış odalar vardır.Oralar da o kadar kıymetli nimeyler vardır ki ne gözler görmüş,nede kulaklar işitmiştir."

"Bu odalar kimler içindir?"dedim.O da;

Önceki Sayfa  Önceki sayfa için tıkla                               Sonraki sayfa için tıkla Sonraki sayfa